Büyük Türkçe Sözlük
* Sargı ile sarma.
* Bağ, sargı.
* Bandajlamak işi.
* Sargı ile sarmak.
* Bandajlatmak işi.
* Sargı ile sardırmak, bandaj yaptırmak.
* Geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak.
* Yabancı devlet bayrağı.
* Bandırası olan.
* Bandırmak işi.
* İpe dizilmiş ceviz, badem ve benzerlerinin, nişasta ile kaynatılmış üzüm suyuna veya başka bir tatlıya batırılmasıyla yapılan...
* Banmak.
* Çabuk kuruması ve renginin parlak sarı olması için üzüm salkımlarını veya inciri küllü veya potaslılık suya daldırıp çıkarmak.
* Türlü üfleme ve vurgulu çalgılardan oluşan ve daha çok geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka.
* Bandoda görevi olan kimse, mızıkacı.
* Bandocu olma işi veya durumu.
* Paket veya şişelerin ağızlarına konulan şerit veya etiket.
* Devletçe verginin kesildiğini gösteren etiket.
* Bayrak direğinin tepesine süs...
* Bandrolü bulunan.
* Yüksek sesle, gürültüyle.
* yüksek sesle, hıçkırarak ağlamak.
* yüksek sesle, avazı çıktığı kadar bağırmak.
* Bangırdamak işi.
* Öfkelenerek yüksek sesle bağırıp çağırmak, bangır bangır bağırmak.
* Bangladeş halkından olan kimse.