Büyük Türkçe Sözlük
* Küçük tepe.
* Çıkıntılıyer, kabarıklık, şişkinlik.
* Tümsekleşmek işi veya durumu.
* Tümsek durumuna gelmek.
* Tümseği olan.
* Bkz. dışbükey.
* Tümselmek işi veya durumu.
* Tümsek olmak.
* Papağan, kartal gibi kuşların kemerli gagası.
* Gösteriş, debdebe.
* Gerekli olmadığı hâlde kulağa hoşgelen, gösterişli kelimeler kullanma.
* vurgulamak, önemini belirtmek, etkili olmasını sağlamak.
* (söz ve anlatım için) Anlama bir şey katmayan, bir anlam bildirmeyen ama kulağa hoşgelen, gösterişli.
* Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan, pürtüklerin adı.
* Gizli yer, köşe bucak.
* Gece.
* Gizli gizli, kimse görmeksizin.
* gizlice kaybolmak.
* Akşamları söylenen selâmlama sözü.
* Bakır, çinko ve kalay alaşımı, bronz.
* Tunçtan yapılmış olan.
* Koyu kızıl renkte olan.
* Kolu, bileği çok güçlü.
* Kafiyeli kelimelerin son harfleri arasında üç sesten fazla ses benzeşmesiyle veya biri diğerinin içinde bir kelime oluşturacak tarzda yapılan...
* Tunçlamak işi.