Büyük Türkçe Sözlük
* Lâboratuvarlarda türlü işlerde kullanılan, bir ucu kapalıcam boru.
* İçine krem, dişmacunu, ilâç gibi maddeler konulan, bir ucu burgu kapaklı...
* Üreme organlarındaki rahatsızlıklar yüzünden ana rahminin dışında yumurtanın döllenmesi ve sonra ana rahmine yerleştirilmesi sonucunda doğan bebek.
* İçine yüksek basınçla sıvılaştırılmış petrol gazı ve bütan gazı doldurulan, ısıtmada ve mutfakta kullanılan tüp.
* Nehirlerin, kanalların iki yakasını su altından bağlayan ve ulaşımı sağlayan yol.
* Büyük caddelerde yayaların karşıdan karşıya geçişini...
* Tüp satan kimse.
* Tüp gaz satıcılığı.
* Tüpe yerleştirme.
* Tüpe doldurmak.
* Tüpü olan.
* Tüp içinde yetiştirilen.
* Lâboratuarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla.
* Dolaşma.
* Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş.
* Başladığı noktada biten bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre...
* Çeşit.
* Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm.
* Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının...
* spor karşılaşmalarında, kur'ada kazanarak veya çok puan toplayarak bir sonraki tura katılma hakkını kazanmak.
* dolaşmak, dolaşıp gelmek, dönmek.
* Tur düzenleyen kişi.
* Tuğra.
* Halat gibi örülmüşiplik çilesi.
* Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil.
* Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıla...
* gezinti yapmak.
* Sülüngillerden, uzunluğu 34 cm olan, soyu azalmış bir kuştürü (Tetrao francolinus).
* Turalamak işi.
* İplik çilelerini turalarına ayırmak.
* Bazı oyunlarda, tura ile vurmak.