Büyük Türkçe Sözlük
* Tutuklamak işi, tevkif.
* Kanun yoluyla hürriyeti kısıtlayarak bir yere kapatmak, tevkif etmek.
* Tutuklanmak işi veya biçimi.
* Tutuklanmak işi.
* Tutuklamak işine konu olmak.
* Tutuklatmak işi.
* Tutuklamak işini yaptırmak.
* Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan (kimse), mevkuf.
* Tutuk olma durumu.
* Düzgün işlememe durumu.
* Tutuklu olma durumu, mevkufiyet.
* Tutuklanmadan (yargılanan).
* Tutulmak işi, popülarite.
* Bir gök cisminin, araya başka bir cismin girmesiyle bütününün veya bir bölümünün görünmez olması olayı.
* Tutmak işi yapılmak veya tutmak işine konu olmak, popüler olmak.
* (Ay ve Güneş) Tutulma olayına uğramak.
* Tutuk duruma gelmek.
* (bir üyesi)...
* Yakalanmaz, ele avuca gelmez.
* Tutulmaz olma durumu.
* Engellenmiş, ele geçirilmiş.
* Kontrol altına alınmış para, bloke para.
* Tutulmuş.
* Tutu olarak alınmış, merhun.
* Bir yıl boyunca Güneş'in gök küresi üzerinde çizdiği çemberin sınırladığı daire.
* Tutulmak işi veya biçimi.