Büyük Türkçe Sözlük
* Oyunda, atılan zarlardan birinin bir, öbürünün üç benekli olan yüzünün üste gelmesi, se yek.
* Klâsik tiyatroda yer, zaman ve konu birliğini esas alan kural.
* Eninden ve boyundan başka, derinliği de olan.
* Görüntüsü en ve boydan başka derinlik duygusu da uyandıran film.
* Yarım yamalak, üstünkörü.
* çok korkmak.
* İzmir'de üretilen bir tütün türü.
* Bkz. üç boyutlu.
* Büyük balıkları avlamak için kullanılan ucu üç çatallı zıpkın.
* Çocuklar için yapılan keman.
* Birkaç.
* Toplumun Tanrı bilimi, fizik ötesi ve tanıtlı olmak üzere üç durumdan geçerek geliştiğini savunan Auguste Comte yasası, üç hâl yasası.
* İki düzlem kesiştikten sonra üçüncü bir düzlemi eğik olarak kesince ortaya çıkan (açı).
* Üç ayrı etekten oluşmuş özel bir giysi.
* ömrün kısalığını anlatır.
* Üç durum yasası.
* Oyunda, atılan zarlardan birinin üçlü, öbürünün ikili gelmesi, sebayüdü.
* Bir kumaş örgüsünde üç ipliğin bir iplik yerine kullanılması.
* Üç katı olan.
* Bkz. işi üç nalla bir ata kaldı.