Büyük Türkçe Sözlük
* sona erdirmek, kolayını bulmak.
* (iş) çıkmaza girme.
* kaybolmak,yok olmak.
* Uçurmak işi.
* Uçmak işini yaptırmak.
* Kesip ayırmak.
* Gizlice alıp gitmek.
* Hızlı götürmek, hızlı sürmek.
* Uçurtmak işi.
* Üzeri renkli kâğıtlarla kaplanmış, genellikle çokgen biçimindeki bir gövde ve süslü bir kuyruktan oluşan, sicimle bağlanarak...
* Uçmak işini yaptırmak, uçmasına yol açmak.
* Uçurulmak işi.
* Uçurmak işi yapılmak.
* Dik ve derin yamaç.
* Büyük fark, ayrılık.
* Felâketli sonuç.
* Uçurumlaşmak işi veya durumu.
* Uçurum durumuna gelmek.
* Uçmak işi veya biçimi.
* Uçuşmak durumu.
* Hep birlikte uçmak.
* Havada gidip gelerek dolaşmak.
* Kendini duyurmak.
* Üçü birlikte doğmuş olan (kardeş).
* Üçlü, üç yanlı, üç kollu, üç parçalı.
* Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı pahalı karşıtı.
* Az emekle elde edilen.
* ucuz olan mal çabuk eskir, pahalıya alınmış gibi olur.
* zor veya tehlikeli durumdan az zararla sıyrılmak.
* ucuza mal olan şeylerin niteliksiz olduğunu anlatır.