Büyük Türkçe Sözlük
* Pis koku.
* İrin, cerahat.
* İrin, cerahat.
* Pis koku.
* Ufunetlendirmek işi veya durumu.
* İrinlendirmek, cerahatlendirmek.
* Düzenini bozmak, illetli hâle getirmek.
* Ufunetlenmek durumu.
* (yara) İrinlenmek.
* Ufuneti olan.
* İçinde irin, cerahat olan.
* İçinde irin, cerahat olmayan.
* Üfürmek işi.
* Üflemek.
* Üfleyerek bulunduğu yerden uzaklaştırmak.
* Esmek.
* Üfleyerek çalmak.
* Üfürülerek verilen soluk.
* Üfürükçülerin hastaların üstüne okuyarak üfürdükleri soluk.
* Okuyup üfleyerek hastalıkları savdığını ileri süren ve böylece bilgisiz kimseleri dolandıran düzenbaz kimse.
* Üfürükçünün işi.
* Uganda halkından olan kimse.
* Yufka açılırken hamurun tahtaya yapışmaması için serpilen kalın un.
* Çok uğranılan yer.
* Yol üstünde durulacak yer.
* Uğralamak işi veya durumu.
* Uğra serpmek.
* Uğramak işi.