Büyük Türkçe Sözlük
* Ülkü ile ilgili, ideal.
* Sindirim organlarında ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara, karha.
* Bir devletin başka bir devlete verdiği ve hiçbir tartışma veya karşı koymaya yer bırakmaksızın, tanıdığı sürede isteklerinin yerine...
* nota vermek, istekleri sert bir biçimde bildirmek.
* Ültimatom tarzında ültimatoma benzer.
* Düşünce, eğilim, üslûp için en üst sınırda olan, çok modern olan.
* İnsan kulağının alamayacağı nitelikte olan yüksek frekanslı ses titreşimi.
* Mor ötesi.
* Erdemleri bakımından çok büyük, yüce.
* (somut şeyler için) Çok büyük.
* Saygı duyulan büyük.
* Bir şeyin aslınıbilmeden düşünüp tartmadan, çekinmeden, açıktan açığa.
* Osmanlılarda kapıkulu askerlerine, saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret.
* Osmanlılarda askerî ve sivil kuruluşlardaki görevlilere üç ayda bir verilen ücreti dağıtmak.
* yerli yersiz bol keseden para harcamak.
* Yeniçerilikte bir sınıf süvari askeri.
* Tanrılık vasfı, tanrısallık.
* Tanrılık sıfatı, Allahlık vasfı.
* Ululamak işi.
* Ağırlamak.
* Ulu tutmak, ulu saymak.
* Ululanmak işi veya durumu.
* Ululamak durumunda olmak.
* Büyüklük, büyük olma durumu, yücelik, izzet.