Büyük Türkçe Sözlük
* Akıl süzgecinden geçirmek, muhakeme.
* Bilinen veya doğru olarak kabul edilen belirli önermelerden başka önermeler çıkarma, uslamlama, muhakeme.
* Bir konuyu zihinde iyice düşünüp inceleyerek karar vermek, muhakeme etmek.
* Çocuk.
* İsim tamlamalarında belirtilen durumunda, herhangi bir bölgenin halkından olan erkek.
* Erkek hizmetçi.
* Tayfa.
* birinin hizmetini yapma görevini üzerine almak.
* Bebekleri kaldırdığı söylenen bir cins akbaba.
* Uşak olma durumu.
* Birinin, kendi öz saygısı pahasına başkasına yaptığı hizmet.
* bir kimseye hizmet veya kulluk etmek.
* kendi çıkarı için yasal veya ahlâkî bile olmasa başkasının her dediğini yapmak zorunda olmak.
* Bkz. üst alize.
* Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melâl.
* usanacak duruma gelmek.
* usandırmak.
* Usanma durumunda olma, bıkma.
* iyice bıkmak, tamamen usanmak.
* Usanç verici, bıktırıcı.
* Usandırmak işi.
* Usanmasına yol açmak.
* Usanmış, bıkmış.
* Usanılmak durumu.
* Herhangi biri usanmak.
* Usanmak durumu.