Büyük Türkçe Sözlük
* Üslûba gösterilen aşırı özen.
* Üslûplaştırmak işi.
* Doğal biçimlerin görünüş özelliklerini yitirmeden yalınlaştırılması ile motif oluşturmak.
* Üslûbu olan.
* Üslûbu olmayan.
* Üslûpsuz olma durumu.
* Üşmek işi veya durumu.
* Çokça gelip toplanmak, üşüşmek.
* Su yosunları.
* Türk müziğinde ana makamlardan biri.
* Akla uygun, yalnız akla dayanan, aklî, rasyonel.
* Herhangi bir işi veya davranışı akla uygun kılma, rasyonalizasyon.
* Akla dayalı olanın niteliği, rasyonalite.
* Bir amaca en etkin biçimde ulaştıracak araçları kullanmayı gerektiren tutum.
* Bkz. üstsubay.
* Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk.
* Bir şeyin görülen yanı, yüzü.
* Bir şeyin dış yüzü, yüzey.
* Giyecek, giysi.
* Birine göre...
* Alizelere karşıt olarak, her iki yarıkürede ekvator bölgelerinden kutuplara doğru 3 ilâ 10 km yükseklerde esen yel.
* Giyecekler, giysiler.
* yukarıyanı, yukarıda olan bölümü.
* Başka bir bitkinin üzerinde biten, ama asalak olmayan (bitki), epifit.
* Çenenin üst bölümü, üst dudağın bulunduğu yöndeki çene.
* Mengenenin V biçimli, üzerinde yiv ve setler bulunan çenesi.