Büyük Türkçe Sözlük
* Çağrı, çağırma.
* Yemekli toplantı.
* çağırmak.
* yol açmak.
* birinin bir şeye uymasını istemek.
* Çağrıda bulunan kimse, çağrıcı.
* çağrılı olduğu yere gitmek.
* Davet için yazılan kâğıt.
* (bakış, davranış vb. için) Çağıran, davet eden.
* Çekici, cazibeli.
* Çağrılı.
* Yasal bir iş için gönderilen çağrılık.
* Çağrılmadan gelen.
* Dumanı toplayıp bacaya vermeye yarayan çıkıntı.
* Yandan çarklı vapurların çarklarını örten yarım daire biçimindeki kapak.
* Davrandırmak işi.
* (birinin) Davranmasını sağlamak.
* Davranmak işi veya biçimi, tutum, muamele, hareket.
* Dıştan gözlemlenebilecek tepkilerin toplamı.
* Organizmanın uyaranlar karşısındaki...
* Görgü kuralları.
* Psikolojinin inceleme konusunun davranış olduğuna inanan, bilincin, psikolojinin araştırma alanına girdiğini inkâr eden görüş, behavyorizm.
* Davranmak işi.
* kımıldama!.
* Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak.
* Bir şeye el atmak, girişmek.
* Bir işi yapmaya hazır olmak, hazırlanmak.
* Kalın, tok ve gür (ses).
* Büyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı.