Büyük Türkçe Sözlük
* Eli uz, işinin eri olan kimsenin işi.
* Ustaların çalışmasını denetleyen usta.
* El uzluğu ile, ustalıkla.
* Becerikli olarak, kurnazlıkla.
* Üstat gibi, üstadın yaptığına benzer.
* Ustalaşmak durumu.
* Bir işi yapmakta usta durumuna gelmek.
* Usta olma durumu.
* Beceriklilik, el uzluğu, maharet.
* Ustaca.
* Kurnazca.
* Ustalıkla yapılmış.
* Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse.
* Senli benli konuşmada erkekler arasında seslenme olarak kullanılır.
* Üstat olma durumu.
* Orduda astsubaylığın ikinci aşaması olan, çavuşla başçavuş arasındaki görevli.
* Üstçavuş olma durumu veya üstçavuşun rütbesi.
* Fazladan verilen, çaba.
* suçlu olduğu hâlde karşısındakini suçlamak.
* Bkz. zeytinyağı gibi üste çıkmak.
* fazladan vermek, ödemek.
* bir şeyi başka bir şeyle değiştirirken fazladan vermek.
* fiyatı artırmak.
* eklemek, katmak.
* Üstelik.
* Orduda rütbesi teğmenle yüzbaşı arasında olan subay.
* Üsteğmen olma durumu, üsteğmenin görevi veya makamı.