Büyük Türkçe Sözlük
* Üstü olan.
* Üstelemek işi, tekit.
* Bir düşünce veya istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek, tekit etmek.
* (hastalık) Yeniden ortaya çıkmak, depreşmek.
* Bir isteği, bir...
* Üstelenmek işi.
* Üstelemek işine konu olmak.
* Üste verilen şey.
* Ayrıca, bir de, bundan başka.
* Güçlü, kuvvetli, sağlam.
* Başkası için yapı ve ticaretle ilgili bir işi yapmayı üstüne alan kimse, müteahhit.
* Üstenci olma durumu, müteahhitlik.
* Üstenmek işi, taahhüt, angajman.
* Bir iş yapmayı üstüne almak, taahhüt etmek.
* başarmak, becermek.
* Üstlenmek işi.
* Üstlenmek işi, deruhte.
* Üstüne almak, yüklenmek, deruhte etmek.
* Üst olma durumu.
* En üste giyilen uzunca giysi.
* Binbaşı, yarbay ve albay rütbesindeki subaylara verilen genel ad.
* derinleştirmeden, yüzeysel.
* giyecekleri çok eski olmak.
* hesaptan arta kalan az miktardaki paranın alınmaması, bahşiş olarak bırakılması sırasında söylenir.
* Açık ve kesin kelimeler kullanmadan.