Büyük Türkçe Sözlük
* aralıksız çalışmak.
* katmak eklemek.
* olağanüstü, görülmemiş bir katkı, süs veya hizmet yapmak.
* daha üstü bulunmamak.
* tembel, uyuşuk, cansız, miskin.
* Bkz. üzerine oturmak.
* hakkı yokken bir şeyi kendisine mal etmek.
* isteyerek örtmek, gizlemek.
* birini severken bir başkasını daha sevmek.
* Bkz. üzerine titremek.
* çok sevgi, özen göstermek.
* bir şeyin kusurlu olabileceğini kabul etmemek.
* üzüntüyü, kusuru artıracak durum yaratmak.
* Fazla olarak, artırarak.
* çekinmeden, sonucu tehlikeli olabilecek bir şeyle uğraşmak yılmamak.
* bir şey yapmasınıbaskıyaparak istemek.
* saldırmak.
* (kadın) evli bir erkekle evlenmek.
* görevi olmamak o görev kendini ilgilendirmemek.
* Bkz. üstüne geçirmek.
* hakkı yokken bir şeyi kendine mal etmek, bir şeyi alıp vermemek.
* kendisinin de sorumlu olduğunu bir işin ağırlığını başkalarına yüklemek (veya kendisi yüklenmek).
* kendi suçunu başkasına yüklemek.
* yamamak...
* bundan daha iyisi olamaz, hepsinden iyisi bu.
* alınmak.