Büyük Türkçe Sözlük
* Âşıktaşlık, flört.
* âşıktaşlık etmek.
* Bir devlet büyüğünün yanında bulunan kimseler, maiyet, maiyet alayı.
* Bayram, cenaze gibi törenlerde sıra hâlinde giden insan topluluğu, alay.
* Beyin zarı.
* Böbrek üstü bezi kabuğunun salgıladığı hormonlardan biri.
* Birleşiminde kortizon olan.
* İltihaplanmada, alerjilerde ve bazı kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan, birleşiminde kortizon olan ilâç.
* Bakımlıküçük orman.
* Davranışının gerekçesini ve nasıl sonuçlanacağını bilmeden, düşünüp taşınmadan.
* Orman veya kır bekçisi.
* Kırsal bölgede güvenlik güçlerine yardımcı olan sivil görevli.
* Küçük koru.
* Korucu olma durumu veya korucunun işi.
* Ağaç gövdeleriyle yapılmış ve çevresinde kazılı çukuru bulunan, korunmaya elverişli, kare biçimindeki ev.
* Ateş etmeye imkân verecek şekilde...
* Ateşi canlandırmak için kullanılan ve açılıp kapandıkça içindeki havayı üfleyen araç.
* Bazı araçların açılıp kapanabilir üst üste katlanmış...
* Henüz olgunlaşmamış ekşi üzüm.
* körüğe benzeyen bir biçimde, körüğü andırırcasına.
* Ağustosta avlanan turfanda lüfer.
* Koruktan yapılmış bazen nane veya oğul otu katılan şerbet.
* Koruğun ezilmesiyle elde edilen sıvı.
* Körük yapan veya satan kimse.
* Körük kullanan kimse.
* Körükleyici.