Büyük Türkçe Sözlük
* Yanyana bulunmayan ünsüzlerin yer değiştirmesi ödünç > öndüç, lânet > nalet, zerdali > zeldari vb.
* İleride olabilecekleri düşünme ve sezme.
* Uzak görüşsahibi olan.
* İleride gelecekte olabilecekleri düşünme ve sezme gücü.
* Uzak göçüşme.
* Uzaklanmak durumu veya biçimi.
* Nazlanmak.
* konudan ayrılmak.
* gözleri dalmak, dalıp gitmek.
* Uzaklaşılmak durumu.
* Uzaklaşmak durumu yapılmak.
* Uzaklaşmak durumu.
* (bir şeyden, bir yerden veya kimseden) Ayrılıp uzağa gitmek.
* Yabancılaşmak, ilgisi azalmak.
* Uzaklaştırılmak işi veya durumu.
* Uzaklaşması sağlanmak.
* Görevden alınmasını sağlamak.
* Uzaklaştırmak işi.
* Uzağa götürmek.
* Çıkarmak, ayırmak.
* Yabancılaştırmak, ilgisiz bırakmak.
* Uzak olma durumu, ıraklık.
* İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe.
* Uzaksamak işi, istibat.
* Uzak saymak, istibat etmek.
* uzak yerden.
* uzak olarak.