Büyük Türkçe Sözlük
* Üzüntü veren.
* Üzüntü duyma, teessür.
* Üzmek işine konu olmak.
* Üzüntü duymak, kaygılanmak.
* Asmanın, taze veya kuru olarak yenilen ve salkım durumunda bulunan meyvesi.
* Üzüm çubuğunun ve dallarının asılarak yetiştirilmesi sonucu oluşturulan asma.
* Üzümün özünde bulunan çekirdek.
* İnce uzun gövdeli, ön kanatlı ve ince duyargalı küçük kelebek.
* Kuru üzüm ve şekerin kaynatılması ile yapılan hoşaf.
* Üzümün şeker ve su ile kaynatılması sonucunda yapılan komposto.
* Çeşitli yöntemlerle kurutulan üzüm.
* Üzümün önce çiğnenerek, ezilerek şıra hâline getirilmesi sonra kazanda şeker ve üzüm topağı ile kaynatılması sonucu elde edilen pekmez.
* Üzüm tanelerinin dizi dizi bulunduğu salkım.
* Glikoz.
* Üzümün ezilerek suyunun çıkarılması ve dinlendirilmesi ile elde edilen şıra, dinlendirilmiş üzüm suyu.
* Üzüm suyundan yapılan sirke.
* Üzümün sıkılması sonucu elde edilen meyve suyu.
* Üzümden sirke ile yapılan turşu.
* Üzmek ve üzülmek fiillerine getirilerek bunların anlamını pekiştirir.
* her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden kimseler, birbirlerine huy aşılar.
* Üzüm yetiştiren veya satan kimse.