Büyük Türkçe Sözlük
* Vergisi olmayan, vergi ödenmeyen.
* bir kimse veya şeyden vergi almak.
* bir yerden, bir kimseden yasal olmayan yollardan para almak, haraç almak.
* Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done.
* Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana...
* Verilerin oluşturulduğu veya bir araya toplandığı yer.
* Verilerin sistemli bir biçimde toplandığı belgeler bütünü.
* Bkz. bilgi işlem.
* Verilerin bir araya getirildiği yer veya durum.
* Bilgisayar kullanımında çözüme erişmek için işlenebilir duruma getirilmiş bilgi ortamı.
* Verileri bir araya getirme.
* Veren, verme yanlısı.
* Çıkar gözetmeksizin her türlü yardımıyapan, esirgemeyen.
* Elektromanyetik dalgalar yardımı yla işaret, ses ve görüntü...
* Verilsin.
* Devlet dairelerinde, ödemenin yapılabilmesi için yetkilinin verdiği yazı.
* Bir işin yapılması için gerekli izin yazısı.
* Vermek işi veya biçimi.
* Verilmek işi.
* Vermek işine konu olmak.
* büyük bir tehlike veya kaza atlatıldığında söylenir.
* Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman.
* Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen...
* verimli olmaya engel olmak.
* Vermeye yatkın, verme eğiliminde olan, gönüllü (kimse).
* Verimi iyi ve bol olan, randımanlı, mahsuldar, mümbit, müsmir.
* Kendisinden beklenen sonucu veren, semereli.
* Çok yazan, velût.