Büyük Türkçe Sözlük
* bir yabancı paranın veya değerli kâğıdın piyasa değeri ile üstünde yazılı değerin aynı olması durumu.
* güçlükler çıkaran biriyle olan işini, kendi istediği yolda sonuçlandırabilmek.
* bir şeye gücü yetmek.
* en üstün yeri almak.
* çaresiz durumlara düşüldüğünde insanın kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara katlanmasının olağan ve doğru bulunduğunu anlatır.
* (kötü bir duruma) uğramak.
* yağlı güreşte, en usta pehlivanlar başpehlivanlık için yarışmak.
* en üstün sonucu elde etmek için mücadele vermek.
* değiş tokuş yaparken üste bazı şeyler vermek.
* Boyuna dikey yönden kesilmiş olan ve yıl halkaları çember biçiminde görüntü veren ağaç.
* Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi burçları arasında bulunan burcun adı, Zodyak.
* Arpa, buğday, yulaf gibi ekinlerin taneleri taşıyan kılçıklı...
* Merdiven.
* arpa, buğday, yulaf gibi ekinlerde başak oluşmak.
* tarlalarda kalmış başakları veya bağlarda dökülmüş meyveleri toplamak.
* Tarlalarda kalmış başakları veya bağlarda dökülmüş meyveleri toplayan kimse.
* Çiçeklerde başağı oluşturan çiçek demeti veya topluluğu.
* Başaklamak işi.
* Tarlalarda, bağlarda kalmış döküntüleri toplamak.
* Başaklanmak durumu.
* Başak bağlamak, tutmak.
* Başağı olan (ekin).
* Arka ucu başka biçimde olan (ok).
* Merdiveni olan.