Büyük Türkçe Sözlük
* Yağış durumunu ölçen ve gösteren alet
* Bölgelere göre yağış yoğunluğunu ve türünü gösteren harita
* Belirli bir zamanda, belirli bir yere düşen yağış miktarını ölçmeye yarayan alet, yağmur ölçer, plüviyometre
* Yağışı olan.
* Yağışı çokça olan
* Yağışı olmayan, kurak
* Yağış olmama durumu, kuraklık
* Esmer.
* Doru.
* Yiğit
* Kızıla çalan siyah tüyleri olan (at)
* Yağlamak işi.
* Küçük tabak büyüklüğünde açılan yufkaların tavada pişirilmesinden sonra aralarına kıymalı iç konulup üzerine sarımsaklı yoğurt...
* Genellikle rafine edilmiş, hareket eden yüzeylerde sürtünmeyi azaltmak amacıyla kullanılan bir yağ türü.
* Motor ve makine parçalarının...
* Genellikle benzin istasyonlarında bulunan, otomobillerin yağ kontrollerini ve temizliğini yapan servis
* Yağ sürmek.
* Övmek.
* Sürtünen iki yüzey arasına, kaymayı kolaylaştırmak için yağlı bir madde sürmek
* Yağlanmak işi
* Yağlamak işi yapılmak, yağ sürülmek, yağ konulmak.
* Yağ oluşmak.
* Yağdan kirlenmek.
* Yağ sürünmek
* Yağlatmak işi
* Yağlamak işini yaptırmak
* Makine, motor vb. lerini oluşturan parçaları yağlama işinde kullanılan araç
* Çok överek anlatmak
* Üzerinde veya içinde yağı olan.
* Yağı çok olan.
* Yağla yapılmış.
* Besili, semiz.
* Bol ve kolay kazanç sağlayan.
* Yağdan kirlenmiş...
* Araları çok iyi, içli dışlı