Büyük Türkçe Sözlük
* Biber, patlıcan, yaprak gibi sebzelerle yapılan zeytinyağlı dolma
* Geçici, ölümlü hayat, bu dünya
* Gerçek olmayan sahte veya yapma inci
* Meyve görünümünde yapılmış süs eşyası
* Kalembek
* Yapamayacağı Bir işi yapabilecekmiş gibi görünen kimse
* Birleşikgillerden, çiçekleri safrana benzeyen bir bitki, papağan yemi, aspur (Carthamus tinctorius)
* Yalancı Tanık
* Birdenbire ün kazanmış kimse
* Mahkemede doğruyu söylemeyen kişi
* Değerli taşların camdan yapılmış taklidi
* Gerçek olmayarak, yapmacık olarak, yalandan
* Yalancı olma durumu, yalan söyleme huyu.
* Yalan söz
* yalan söylemeyi huy edinen kimsenin sözlerine, gerçeği söylediği zaman bile inanılmaz
* söylenen söz yalansa durum çok geçmeden anlaşılır
* doğruluğu bilinmeyen bir bilgiyi başkasından duyup iletmek
* Gerçek olmayarak, yapmacık bir biçimde, oyun olsun diye, yalancıktan, sureta.
* Gösteriş Olsun diye, özen göstermeden, önem vermeyerek, üstünkörü
* bir kimsenin yalan söylediğini anlamak
* Yalanmak işi veya biçimi
* Yalanlamak işi, tekzip