Büyük Türkçe Sözlük
* Kurutulmuş balıktan özel işlemlerle elde edilen un.
* İri balık ve deniz hayvanlarının sanayide kullanılan yağı.
* Morina balığının karaciğerinden çıkarılan ve hekimlikte zayıflığa karşı kullanılan...
* Balık avlamada oltanın ucuna takılan genellikle yiyecek türü madde.
* Balıkların daha çok sığ yerlere bıraktıkları, üremelerini sağlayan yumurta.
* Çoğunlukla mersin balığının, eritilmiş bal mumuna batırılarak...
* Balık tutan veya satan kimse.
* Balıkçılara özgü.
* İşleme başlangıcında yapılan ve sonra kolayca çözülerek işin tersine de tutturulan düğüm şekli.
* Balıkçıların soğuk ve nemli havalarda giydiği boğazlı ve yünlü kalın kazak.
* Kazaklarda boynu saran ve katlanabilen yaka, boğazlık.
* Balıkla beslenen, balık yiyen.
* Uzun bacaklılardan, boynu ve gagası uzun, su kıyılarında yaşayan, balık yiyerek beslenen büyük bir kuş (Ardea...
* Leyleksiler takımının balıkçıllar alt takımına giren bir familya.
* Balık tutma, avlama işi.
* Balık üretme, balıktan yararlanma ve satma işi.
* Çoğunlukla uzun bacaklı, uzun gagalı balıkçıl cinsinden kuşlar familyası.
* Perde ayaklılardan, uzunca gagalı, uzun ve çatal kuyruklu, deniz kıyılarında yaşayan bir kuş cinsi, deniz kırlangıcı (Sterna hirundo).
* Ayakkabıların bağ geçirilen deliklerine ve kemer deliklerine takılan maden, kemik gibi şeylerden yapılmış halka.
* Normal objektiflerden çok daha geniş açıyı alan ve görüntüyü dışbükey ayna görüntüsü biçiminde veren objektif türü.
* Balıkların toptan satışa çıkarıldığı, soğuk hava deposu olan yer.
* (suya dalmada, atlamada) Balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde.
* Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden...
* Balıklama tarzı suya atlamak.
* Balıklandırmak işi.
* Balık ile doldurmak, süslemek.