Büyük Türkçe Sözlük
* sorumluluğu taşıyan biri olduğu hâlde, sözü geçen bir başkasıdır.
* bir şeyi herkesin haber alabileceği biçimde ortalığa yaymak.
* çok sağır.
* uykusu çok ağır, derin uykuda.
* evlenecek kimselerin birbirlerine denk olması gerekir.
* davul çalmak.
* şiş ve gergin.
* Gerçekleşmesi imkânsız olan durumlar için kullanılır.
* Davul çalan kimse.
* Davulcunun işi veya mesleği.
* biz çalıştık, uğraştık, başkası yararlandı.
* işin içinde olmayanlar o işi kolay veya kârlı sanırlar.
* Dişçi kerpeteni.
* dayak yemeye alışmış olmak.
* (bir insanı veya bir hayvanı) Dövmek işi, patak, kötek.
* Bir şeyin yıkılmaması için dayatılan ağaç, destek, payanda.
* Evlerin kapısının...
* Dayaktan korkmaz olmuş, dayak yemeye alışmış.
* dövmek, sopa ile dövmek.
* dayağın yola getirici bir etkisi bulunduğunu anlatır.
* Dayağa lâyık olan, dövülmeyi hak eden.
* Dayak yemeye alışmış, dayaktan korkmaz kişi.
* dövülmek, sopa ile dövülmek.