Büyük Türkçe Sözlük
* Mandarin olma durumu.
* Mandarinin görevi veya makamı.
* Mandacı.
* Tuzak, oyun.
* aldatılmak, tuzağa düşmek.
* Koyun, keçi gibi süt veren hayvanların barındırıldığı, süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer.
* Mandıra işleten kimse.
* Mandıra işletme işi veya biçimi.
* İkişer ikişer aynıdeğerde dört çift telli, kısa saplı bir çalgı.
* Mandolin yapan veya satan kimse.
* Mandolin çalan kimse.
* At eğitimi.
* Bu eğitimin yapıldığı yer.
* (bir atlıgösteride) Binicilik gösterilerinin tümü.
* İç varlık bakımından, manevî yönden, maddeten karşıtı.
* Görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, tinsel.
* Bir kişinin kanunlara göre evlât edindiği kimse.
* Anlayış yöntemini esas alan bilim dalı.
* Manevî zarar ve ziyan ödenmesini kapsayan şahsî dava, tazminat davası.
* Manevî yönden uğranılan kayıp.
* Maddî olmayan, manevî şeyler.
* Yürek gücü, moral.
* moral gücü sarsılmak.
* moral gücünü sarsmak.
* Bir aletin işleyişini düzenleme, yönetme işi veya biçimi.
* Geminin bir yere yanaşmak veya bir yerden çıkmak için yaptığı hareket.
*...