Büyük Türkçe Sözlük
* Yuvarlak başlı, pembe veya beyaz çiçekli çalı tipi bir bitki (Dorycnium).
* Sakar gibi, sakara benzer.
* Bir sıvıda çözelti durumunda bulunan şeker miktarını belirlemeye yarayan alet.
* Şekerli çözeltilerin dozunu belirleme yöntemi.
* Genellikle şeker hastalarının şeker yerine kullandığı, maden kömürü katranından elde edilen beyaz bir toz.
* Sakarlaşma işi.
* Sakar durumuna gelmek.
* Sakar olma durumu veya sakarın yaptığı iş.
* Sık sık küçük kazalar yapma, çarpıp kırıp dökme işi.
* Sakarozölçer.
* Şeker kamışı veya şeker pancarından elde edilen bir tür şeker (C12H22O11).
* Sakaroza göre derecelenen ve bir sıvının kuruluğunu tespit eden yoğunlukölçer.
* hatır gönül tanımaz, gerekeni yapar.
* tehlikeli.
* Şaka yapmaksızın, ciddî olarak.
* Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan (canlı).
* Bozuk veya eksik (şey).
* sakatlanmak.
* Kesilmiş hayvanın ciğer, işkembe gibi iç organlarıyla başve ayakları, hayvanların, etin dışında kalan kısımları, iç organları (yürek, karaciğer...
* Sakatat satan kimse.
* Sakatat satma işi.
* Sakatatçı.
* Sakatlamak işi.