Büyük Türkçe Sözlük
* Kökü parçalanmayan kelime: Ev, gel, ayak gibi
* Elinde kılıç olduğu hâlde, kılıçlı olarak, dalkılıç
* Birleşik olmayan ve yapım eki almamış bulunan sıfat
* Bkz. yalın cümle
* Uzatmalardan, parlak hayalî buluşlardan, süslü benzetmelerden, istiarelerden uzak üslûp
* Üstü başı perişan bir durumda olan kimse
* Ek fiil kullanılmadan kurulan çekimli fiilin belirttiği zaman: Geldin, gelmişsin, geliyorsun gibi
* Birleşik olmayan ve yapım eki almamış bulunan zarf: En, pek, çok, az gibi
* ayağıve başıçıplak.
* çok perişan bir kılıkta
* Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan.
* Karışık olmayan, basit
* Çıplak
* Kabuğu çatlayıp soyulan
* Göz kapakları olmayan.
* Bir tür kertenkele
* Yalınlaşmak işi
* Yalın (II) duruma gelmek
* Yalın olma durumu, birleş ik veya karmaşık olmama durumu, sadelik.
* Açık, süsten ve zorlamadan uzak, kolayca anlaşılabilen anlatım
* Yalıtkan
* Yalıtılmak işi
* Yalıtmak işi yapılmak
* Elektrik akımının olumsuz etkilerini önlemek için, iletkeni kauçuk, lâstik, porselen vb. ile kaplama, yalıtım,tecrit, izolasyon.
* Elektrik ve...