Büyük Türkçe Sözlük
* Elektrik iletkenliği sıfır veya çok zayıf olan (cisim veya madde), izolâtör.
* Herhangi bir değmeyi, sürtünmeyi önlemek için, elektrik...
* Yalıtkan olma durumu
* Yalıtmak işi, tecrit, izolâsyon
* Elektrik akımının olumsuz etkilerini önlemek için, iletkeni kauçuk, lâstik, porselen vb. ile kaplamak, izole etmek.
* Elektrik ve ısı akımını...
* Yüksek kıyılarda dalga aşındırmasıyla oluşan ve aşınma sürdükçe karanın içine doğru gerileyen yar
* (kas için) Düz ve parlak
* Haydi, yürü, kalk, git
* atmak, yollamak vb. işleri hızla yapmak
* Eğik, eğinik, mail.
* Sarp, dik.
* Kesici ve batıcı araçların kesen veya batan bölümü
* Yanında başkaları bulunmayan.
* Yanında başkaları olmayarak.
* Sadece, salt.
* Ama, şu kadar ki, ancak, fakat.
* Toplumsal ilişkilerden yoksun...
* Kendi kendine, bir kendisi, tek başına
* Yalnız olarak.
* Tek başına.
* Belli durumun, şartın veya işin dışına çıkmaksızın, ancak, salt, sadece
* Yalnızcılık siyasetini izleyen (devlet), infiratçı
* Uluslararası konulara ve anlaşmazlıklara katılmama siyaseti, infiratçılık.
* Bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerini keserek kendi sınırları...
* Yalnızlaşmak işi
* Yalnız duruma gelmek, tenhalaşmak
* Yalnız olma durumu, kimsesizlik.
* Kimse bulunmama durumu, ıssızlık, tenhalık.Yalova kaymakamı
* Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması.
* İki yana sallanarak, eğilerek yürüme
* (deniz taşıtları) Rüzgâr, deniz ve yolun durumu dolayısıyla taşıtlar iki yana sallanmak.
* iki yana eğilerek yürümek.
* dağılmak, sağa sola yayılmak
* Sokulgan, cana yakın.
* Yüze gülücü, dalkavuk.
* Sarp yer, uçurum