Büyük Türkçe Sözlük
* Şartsız.
* Herhangi bir şartlandırma sürecinin başında belirli bir uyaranla sağlanan doğal tepke, şartsız refleks.
* Araba hayvanının kayış takımı.
* Hayvanın arabaya koşulması.
* Arabaya koşulan at veya hayvan.
* koşum atı.
* koşum.
* Araba hayvanlarının kayış bölümünü yapan kimse.
* Koşum geçirilmiş, koşulmuş (hayvan).
* Asker, yan yana durmuş asker dizisi, saf.
* Yan yana dizilmiş insanların oluşturduğu dizi.
* Koşu, yarış.
* koşun durumuna girmek, saf tutmak.
* Dizi dizi, sıra sıra.
* Bir adamın yanında bulunanlar, yardakçılar, tayfa.
* Koşuşarak.
* Koşuşmak işi.
* Birlikte ve birden koşmak.
* Koşuşturmak.
* Koşuşturmak işi.
* Bir işi izlemek veya birçok işi yapmak amacıyla sürekli olarak gidip gelmek, koşuşmak.
* (iki veya daha çok doğru için) İkişer ikişer aynı düzlem içinde bulunan ve kesişmeyen, muvazi, paralel.
* Aynı zaman içinde gelişen, aynı...
* Kişide, ruhsal olaylarla, bedensel olaylar arasında koşutluk bulunduğunu ileri süren öğreti, paralelizm.
* Koşutlaştırmak işi.