Büyük Türkçe Sözlük
* Bir klinik veya hastahanede hemşireleri yönetmekle görevlendirilmiş hemşire.
* Başhemşire olma durumu.
* Hava yollarında hosteslerin en deneyimlisi ve yapılan sefer boyunca hizmetten sorumlu kimse.
* Resim klişesi, dökme harf, taş kalıp kullanarak makine yardımı ile kâğıda ve bez gibi şeylere yazı, resim çıkarmak işi, tabı.
* Örtü veya şapka ile başı örtülmemiş.
* bir işten dolayı sorumlu duruma düşmek.
* biri evlendirilmek.
* birini yandaş olarak kazanmak, kendi yanında tutmak.
* Serbest olmayan.
* Evli.
* çözülmesi güç, sıkıntılı bir durumda.
* sıkıcı, üzücü bir durumla karşılaşmak.
* Başıboş olma durumu.
* eşi hayatta olan (karı veya koca).
* başı çok ağrımak.
* herhangi bir konuda önde gitmek, ön ayak olmak.
* sıkıntıya girmek.
* (para yönünden) sıkıntıya, darlığa düşmek.
* parasızlıktan dolayı sıkıntıda olmak.
* sıkıntılı bir duruma düşmek.
* çözülmesi güç, sıkıntılı durumda.
* Talihli, bahtı açık.