Büyük Türkçe Sözlük
* Yapan, oluşturan, ortaya çıkaran, meydana getiren.
* Önemli ve yararlı işler yapan.
* Yapı ustası.
* Olumlu
* Yapıcı olma durumu.
* Yapı ustalığı
* Belleme (II).
* Yeniçerilerin giydikleri üstlük
* Herhangi bir girişimin işletme ve ekonomi yönlerinden durumunu önceden tespit etme, uygulanabilirlik,fizibilite
* Yapı durumuna gelme
* Yapı durumuna gelmek.
* Oluşmak
* Bkz. yayan yapıldak
* Yapı herhangi bir nitelikte olan.
* Vücudu gelişmiş, iri
* Yapılmak işi veya biçimi.
* Bir şey yapılırken gerçekleştirilen özellik, nitelik, kuruluş, bünye
* Yapılmak işi
* Yapmak işine konu olmak.
* Gerçekleştirilmek, ortaya çıkarılmak
* Yapmak işi, inşa, imal.
* Ham maddeyi el veya makine ile işleyerek mal üretme, imal.
* Kelime kök veya gövdesine getirilerek kelimenin yeni bir anlam kazanmasını sağlayan ek: -lik (göz-lük)
* Hammaddeleri işleyerek piyasaya çıkacak duruma getiren işyeri, imalâthane.
* Film yapım işiyle uğraşmak için kurulmuş ortaklık
* Bir şeyin yapılmasında, ortaya konulmasında, gerçekleştirilmesinde emeği geçen kimse veya kuruluş,imalâtçı.
* Bir filmin çevrilmesiyle ilgili...
* Araç, cihaz, eşya yapma veya film çevirme işi
* Soğuk havada, açıkta bırakılan atlara örülen uzun tüylü kebe.
* Seyrek taneli, kırmızı benekli bir tür üzüm, kınalı yapıncak
* Yapınmak işi
* Kendine yapmak veya kendi için yaptırmak.
* Özenmek, hazırlanmak
* Gerçekle çeliştiğini, gerçekliğe uymadığını bile bile tasarlanan şey, hayal gücüyle yaratılmış olan şey, tasni.
* (bilgi kuramında ve...