Büyük Türkçe Sözlük
* Halk arasında yaralara iyi geldiğine inanılan bitki
* Ey Tanrım!.Yaradan
* Bir kimsede doğuştan bulunan vücut ve ruh özelliklerinin tümü, mizaç, huy, tıynet.
* Bir şeyin yaratılırken kazanmış olduğu özellikler...
* Doğuştan vücut ve ruh özelliklerinin tümünü üzerinde taşıyan
* Doğuştan, fıtraten
* Silâh.
* Erkeklik organı
* Yaralamak işi
* Silâh gibi bir araçla yara açmak.
* Gücendirmek, incitmek, kırmak
* Yaralanmak işi veya biçimi
* Yaralanmak işi
* Yaralamak işi yapılmak
* Yarası olan, yaralanmış(kimse), mecruh.
* Dertli, üzüntülü
* birinin düşkünlüğünden yararlanarak ondan öç almak doğru değildir
* en küçük bir yardıma bile esirgemek
* Yaramak işi
* (bir şey) Yararlı olmak, yarar sağlamak.
* Bir iş için uygun olmak, kullanılır olmak
* gereksiz olmak, boşuna yapılmış olmak
* Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan.
* (çocuk için) Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı.
*...
* (çocuk) Söz dinlememek, rahat durmamak, yasak edilen şeyleri yapmakta ayak diremek
* Yaramaz (bir biçimde)