Büyük Türkçe Sözlük
* utançla, kırgınlıkla, üzüntüyle.
* zihin yorgunluğu geçmiş olmak.
* onurlu, kibirli, kendini beğenmiş.
* Uysal, söz dinler (kimse).
* binicisini alıp götürmek.
* Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan.
* Bağlanmamış, serbest bırakılmış.
* Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz.
* üstünde hiçbir baskı veya denetim bulundurmamak, kendi havasına bırakmak.
* baskı altında bulunmamak, karışanı, görüşeni olmamak.
* Askerlerin arasına katılmış sivil savaşçı.
* Düzensiz topluluk.
* Kargaşalı, karışık, içinden çıkılamayan.
* Başıbozuk olma durumu.
* Düzensiz davranış, düzensizlik, disiplinsizlik.
* Kitap, dergi gibi şeyleri basan kimse, tâbi.
* Basıcı olma durumu veya basıcının işi.
* Basılmış, yassılaşmış.
* Çok yüksek olmayan, alçak.
* Kısık.
* Basıklaştırmak işi.
* Basık durumuna getirmek.
* Basık olma durumu.
* Bir elipsin büyük ve küçük eksenleri arasındaki farkın büyük eksene oranı.
* Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü.
* Basımcılıkta, provalarda "basınız, basılsın" anlamlarında kullanılan terim.
* prova hâlindeki bir kitabın veya herhangi bir yazının basıma uygun olduğunu bildirmek.
* Basılarak yerleştirilmiş.
* Basım evinde basılmış, matbu.