Büyük Türkçe Sözlük
* Yaşadığı Kadar, yaşama süresince, kaydı hayatla
* Canlılığını, hayatını sürdürmek
* Düzen vermek.
* Yasa koymak
* Yasa yapma ile ilgili, teşriî
* Hayatî
* Yaşama arzusu
* Yaşanılmak, yaşanmak işi
* Herhangi bir kimse yaşamak
* Yaşanmak işi veya durumu
* Yaşamak işi yapılmak
* Geçmişte yaşanan, anılar süsleyen ve özlenen hayat
* Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan, şey, hayat tecrübesi.
* Yaşanılan bir an, hayatın bir bölümü...
* Canlılığını sürdürme durumu, hayatiyet
* Yaşarmak işi
* Islanmak, nemlenmek.
* Yaşla dolmak
* (göz için) Yaşarmaya yol açan, sebep olan (nesne, olay vb.)
* Yaşartmak işi veya durumu
* Yaşarmasına sebep olmak
* Bkz. yaşa
* Yasaya bağlı olmayan, kanunsuz