Büyük Türkçe Sözlük
* her zaman, hep
* gecelerini geçirmek.
* cinsel ilişkide bulunmak
* Belli bir yerde mezarı olan, doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan ölü, evliya
* Yatırılmak işi
* Yatırmak işi yapılmak
* Yatırmak işi.
* Parayı , gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma, mevduat, plâsman.
* Millî ekonominin veya bir ticaret...
* Yatırım finansmanı ve harcamalarını karşılamak üzere kurulan banka
* gelir amacıyla bir işe para yatırmak.
* ileride bir çıkar veya kazanç sağlamak için önceden ortam hazırlamak
* Yatırım yapan kimse
* Yatırmak işi
* Bir kimsenin bir yere yatması nısağlamak.
* Uyutmak.
* Eğ mek, yatı k duruma getirmek.
* Konuk etmek.
* Parayı , işletmek amacıyla bir yere...
* Yatmak işi veya biçimi
* Geceleri kalınıp yatılmayan.
* Geceleri kalıp yatmayan, gündüzlü, neharî
* Yatışmak işi
* Hı zı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek.
* (coşku, sinir, korku için) Etkisi azalmak, geçmek, sakinleşmek.
* (ayaklanma, kargaşa için)...
* Yatışma özelliği olan, yatıştıran, sakinleştiren.
* Ağrıyı, sızıyı gideren (ilâç), müsekkin
* Yatıştırmak işi
* Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak.
* Ölçülü, ılımlı, sakin davranmasını sağlamak, sakinleştirmek.
* Yumuşatmak, razı etmek
* Bir yana eğilmiş , yatık.
* Çok durmaktan sağlamlığını yitirmiş, çürük.
* Benimsemiş, alışmış, eğilimli.
* (bir işte) Yetenekli, becerikli
* Yatkınlaşmak işi