Büyük Türkçe Sözlük
* Ciddî olmayan, ciddî işlerle uğraşmayan, ciddî işler yapmayan, havaî
* Kabuğu kendi kendine çatlayıp soyulan (ağaç)
* İnek, manda, koyun gibi hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü
* Rüzgâr gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket...
* yola çıkmak için hareket etmek
* Pasifik okyanuslarının sıcak bölgelerinde yaşayan birinci sırt yüzgeci yelkeni andıran bir balık
* yola çıkmak, hareket etmek
* Yelken yapmaya yarar kalın bez
* tekneye yelken monte etmek
* Rüzgârınşişirdiği yelkenlerin yardımıyla yol alan gemi
* Yelkenlerin çekildiği direk
* Yelkenleri birbirine tutturmaya yarayan alet
* Yelkenli tekneler arasında yapılan yarışma
* Yelken diken kimse.
* Yelkenleri açmak, indirmek, toplamak gibi işlerde çalışan gemici
* Her tür teknelerle yapılan gezi, spor ve yarışmalar
* Yelkenlemek işi
* Yelken açıp yola çıkmak.
* Kaçıp gitmek.
* (insan) aklî dengesini az veya çok yitirmek
* direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini benimsemek, kabul etmek
* Yelkeni olan, yelkenle giden (deniz ve göl taşıtı)
* Yelkenle yürütülen gemi