Büyük Türkçe Sözlük
* Yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri veya nüfus yoğunluğu yönünden şehirden ayırt edilen, genellikle tarımsal alanda çalışmak gibi...
* Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu yer, küçük körfez.
* Köyde, malı, toprağı vb. çok olan, sözü dinlenen kimse.
* Tandırda veya sacda pişirilen bir tür pide veya somun.
* Muhtarla birlikte köyün sorunlarını halletmekle görevli kurul, köy ihtiyar meclisi.
* Köy ihtiyar heyeti.
* Köyde din işleriyle görevli kimse.
* Köy korucusunun işi.
* Köyün çevresinin ve kırsal emniyeti ile görevlendirilmiş kimse.
* Her taraf, pek çok yer.
* Genellikle köyün ortasında bulunan geniş alan.
* Köyü idare eden kimse, mutar.
* Köylülerin çeşitli toplantılar yaptıkları veya konukların köyde kalması için hazırlanmış yer.
* Kırsal kesimde köylülerin hazırlayıp sunduğu seyirlik oyun.
* Konusunu köyün ve kırsal hayatın özelliklerinden alan roman.
* Köy veya köylülük özelliği olan türkü.
* Köy, kırsal kesim.
* İçine öte beri koymaya yarayan şey.
* İki dağın arasında kalan büyük çukur, vadi.
* Dağlar ve kayalıklarda oluşmuş doğal çukur.
* Karalarda akarsu aşındırmasıyla oluşmuş, bir yöne...
* İki akarsuyun birleştiği yer.