Büyük Türkçe Sözlük
* Yemek işi yapılmak veya yemek işine konu olmak.
* Oyun, yarış, savaş gibi olaylarda karşısındakinden aşağı durumda kalmak, kaybetmek, mağlûp...
* Yenik duruma düşmeme durumu
* Yeni gibi, yeni tazda
* Bkz. yenilir yutulur şey değil
* Gittikçe genişleyen yara.
* Kemik ve diş dokusunun harap olması durumu.
* Frengi
* Yenişememek işi
* Birbirini yenememek, birbirine üstün gelememek
* Yenişmek işi
* Birbirini yenmek
* Yenleri olan
* Yenmek (I,II) işi
* Savaş veya yarışmada üstünlük sağlamak, üstün gelmek.
* Tutmak, bastırmak.
* Yemek işine konu olmak.
* Aşınmak.
* Ütmek
* Yenleri olmayan
* İnce yapılı, zarif, narin
* Yepyeni
* Çok yeni, hiç kullanılmamış.
* Alışılmamış, görülmemiş.
* Tertemiz, çok yeni
* Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân.
* Gezinilen, ayakla basılan taban.
* Özel ad olarak, yer yuvarı...
* Bir kimseye oturması için yer hazırlamak.
* Yer bırakmak, imkân vermek
* Yerleşim bölgeleri ile deniz, göl, ırmak, dağ, tepe, bağ, bahçe, vadi gibi yerlerin adı
* Yer adlarını inceleme konusu edinen dil bilimi dalı, toponomi