Büyük Türkçe Sözlük
* Midede toplanan gazı sesle ağızdan çıkarmak.
* Geğirirken çıkan ses.
* Yumuşak kaburga kemikleri.
* Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri.
* Geğrekte duyulan sancı.
* Bkz. gâh.
* Bu söz nöbetli hastalığa yakalanmak anlamında kullanılan gehgeh tutmak deyiminde geçer.
* fakat, ama, ancak.
* büyük bir memnunluk veya alay anlatır.
* aradan oldukça uzun bir zaman geçtikten sonra.
* Büyük ocaklardan ateşi dışarı çekmek için kullanılan uzun saplı demir araç.
* Tırmık.
* Harman döküntülerini toplamaya yarayan araç.
* Ağaç...
* aşırmak, çalmak, kendine mal etmek.
* Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı uygun olmayan zar.
* kötülük yapmaya kalkışacak olursa, karşılığını elbette görür.
* kötülük yapmaya kalkışacak olan, bunun karşılığını elbette görür.
* Zaman bakımından, ileride olması, gerçekleşmesi beklenen.
* Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati.
* Fütüroloji.
* Fiilin belirttiği zaman kavramının, içinde bulunduğu zamandan sonraya ait olması. Türkçede bu zaman başlıca -e, -ecek, -esi, -se, -meli...
* Gelecek zaman sıfat-fiiliyle yardımcı fiilin birlikte kullanılmasından ortaya çıkan ve niyet kavramı veren görünüm.
* Fiilin belirttiği zaman kavramının, içinde bulunulan zamandan sonraya ait olduğunu sınırlı bir biçimde gösteren kip. Türkçede bu kip -acak /...
* İsim veya sıfat gibi kullanılan ve gelecek zaman kavramı veren fiilimsi. Türkçede bu sıfat-fiili -ecek / -esi ekleriyle kurulur: Akacak kan...