Büyük Türkçe Sözlük
* Olmak işi veya durumu.
* Daha önce hiç olmamış, alışılmamış, hiç beklenmeyen, olağan karşıtı.
* Gereksiz, yerinde olmayan davranış veya söz.
* Varlık kazanmak, meydana gelmek, vuku bulmak.
* Gerçekleşmek veya yapılmak.
* Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak.
* Bir şeyi elde...
* Olgunlaşmamış, ham.
* Gerçekleşmesi imkânsız.
* Olması hoşgörülmeyen, uygun olmayan.
* gerçekleşmeyecek, sonuç, vermeyecek işlerle uğraşmak.
* İmkânsız, gerçekleşemez.
* Yapılamayacak iş, tutum veya davranış.
* olamayacak, imkânsız şey yoktur.
* Olması ihtimal dışı olan.
* Olmazlı olma durumu veya olmazlı olan şey.
* Ölmek işi.
* umutsuz bir bekleyişi anlatmak için söylenir.
* Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek.
* (bitki için) Solmak.
* Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek.
* Değerini, geçerliğini...
* "neye mal olursa olsun bu işyapılacak, yapılmasından kaçınılmayacak" anlamında kullanılır.
* Ölümsüz olduğuna inanılan, kalıcı olan.
* Çok dayanıklı, kolay eskimeyen.
* Basit ve tüylü yapraklı, parlak sarı çiçekleri uzun zaman saklanabilen, özel kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki, yayla gülü (Helichrysum).
* Bkz. ölmezoğlu.
* Beyaz, mor veya firfiri çiçek açan otsu bitki (Xeranthemum).
* Ölmezleştirmek işi.
* Ölümsüzleştirmek.