Büyük Türkçe Sözlük
* Konut.
* Koyuvermek, koyvermek işi.
* Salmak, serbest bırakmak.
* Oluruna bırakmak.
* Koyuvermek.
* Koyuvermek.
* Küçük kor parçası.
* Ceviz.
* İskambil oyunlarında diğer kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt.
* Başarı fırsatı olan elverişli...
* Ceviz ve şekerle yapılan ağdalı bir tür helva.
* Koz helvası yapan veya satan kimse.
* Koz helva.
* oyunda elindeki kozlardan birini kullanmak.
* imkân tanımak, elverişli durum sağlamak.
* İçinde tohum veya krizalit bulunan koruncak.
* kozayı temizleyip ayıklamak.
* İpek kozası alıp satan kimse.
* Koza işleme işi.
* İpek kozası alıp satma işi.
* Kozalak.
* Metalden yapılmış içine antlaşma ve padişah mektuplarının konulduğu kutu.
* Koza.
* Kozalaklıların çoğu dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi.
* Bal mumu üzerine basılmış mührün bozulmaması için...
* Açık tohumlulardan, yaprakları iğnemsi, yemişleri kozalak biçiminde, porsukgilleri, servigilleri, çamgilleri içine alan bir bitki takımı, iğne...
* Kozalağa benzeyen, kozalak görünüşünde olan.