Büyük Türkçe Sözlük
* basitleştirmek, sade bir biçime döndürmek,basite irca etmek.
* Basitleşmek işi.
* Basit duruma gelmek.
* Basitleştirmek işi.
* Gereksiz ayrıntılardan arıtarak sade duruma getirmek.
* Basit olma durumu.
* Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge.
* Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan.
* Konu edilen, bilinenden ayrı nesne ve kimse...
* diğer bir kimse.
* Bu işe ne diye karışıyor? Bu iş onu ilgilendirmez.
* farklı olmak, değişik görünmek.
* Ayrıca.
* Dize başlarında aynı kelime olmamak kaydıyla aynı sesleri veren kelimelerden oluşan kafiye.
* Bir eserde başrolü oynayan kişi, başkişi.
* Bir kütlenin fizikçe ve kimyaca değişmesi, istihale, metamorfizm.
* Başkalaşmak işi.
* Embriyon evresinden ergin olana değin bir hayvanın geçirdiği biçim ve yapı değişimleri, istihale, metamorfoz.
* Başka bir varlığa, niteliğe dönüşmek, değişmek, farklılık kazanmak.
* Biçim değiştirmek, istihale etmek.
* Kötüleşmek, bozulmak.
* Başkalaştırmak işi.
* Başka bir duruma getirmek.
* Alışılana benzememe, değişik olma durumu, değişiklik.
* Bir topluluğun, bir toplantının veya bir derneğin başında bulunan kimse, reis.
* Bazı ülkelerde devletin ve hükûmetin başı.