Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. yüklem öbeği
* Yüklemle birlikte kurulan söz veya tamlamalar
* Yüklemek işi, tahmil.
* Bir yere, bir nesneye elektrik yükü biriktirme, doldurma, şarj
* Bkz. belirtme durumu
* Yükleme durumu, belirtme durumu, belirtme hâli
* Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak.
* Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak.
* Bir suçu birinin üstüne...
* Yüklenilmek işi
* Yüklemek işi yapılmak
* Yüklenmek işi
* Yüklemek işi yapılmak veya yüklemek işine konu olmak.
* Kendi ağırlığını başka bir şey üzerine vermek, bedeniyle abanmak.
* Bir yükü taşımayı...
* Yükletilmek işi
* Yükletmek işi yapılmak
* Yükletmek işi
* Yüklemek işi yaptırmak
* Yükleme işini yapan (kimse).
* Ağır yükleri kaldırma, taşıma veya yükleme işinde kullanılan araç
* Yüklemek işi veya biçimi
* Yükü olan.
* Yapılacak işi çok olan.
* Çok çalışmayı gerektiren, çetin, güç, uygun.
* Çok fazla, pek çok.
* Bir duyguyu veya olguyu içinde veya...
* Yüklü olarak
* Evlerde yatak, yorgan gibi şeyler koymaya yarayan, yerli büyük dolap veya yatak yorgan konulan yer, yük
* Yüklü olma durumu.
* Ağırlık, gerginlik