Büyük Türkçe Sözlük
* Bulunulan yerin yüksekliğini gösteren cihaz, altimetre
* karşısındakilere olduğundan fazla böbürlendirmek, abartılı davranmak
* yapamayacak şeyleri yapabilirmişgibi söylemek
* kendini karşısındakinden üstün görmek
* kendini çevresindekilere kabul ettirebilmek için övünerek konuşmak
* yükseklerde dolaşmak.
* palavra atmak, çok abartmak
* Bir yıldızın gök küresinde ekvator düzlemine göre açısal uzaklığı
* Yükselmek işi veya biçimi
* Yükselmek iş i, itilâ.
* Terfi.
* Yer kabuğunun yerin düşey salınımından ileri gelen kımıldanımı.
* Suların kabararak yüzeyinin yükseğe çıkması
* Yükseğe çıkmak.
* Güçlenmek, şiddetlenmek.
* (fiyat için) Çoğalmak, artmak.
* Aşaması artmak.
* Yüce duruma gelmek, yücelmek
* Alçak veya yüksek frekanslı akımların yararlı etkilerini artırmaya yarayan araç, amplifikatör
* Oksitleme
* Oksitlemek
* Oksitlenme
* Oksitlenmek
* Bir noktanın deniz yüzeyinden olan yüksekliği, rakım, irtifa.
* Bir yıldızdan bir gözlemcinin gözüne gelen ışın ile ufuk düzleminin oluşturduğu açı
* Yükseltilmek işi
* Yükseltmek işine konu olmak veya yükseltmek işi yapılmak
* Yükseltmek işi
* Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak.
* Güçlendirmek, şiddetlendirmek.
* Değerini olduğundan daha çok göstermek.
* Yüksek bir düzeye getirmek...