Büyük Türkçe Sözlük
* Yumurta sarısını saran az akışkan, albümince zengin, saydam madde
* Bkz. oosfer
* yapılacak iş için zaman çok daralmak
* Kök boyası
* kendisine bir zarar getirmeyeceğini bildiği için, doğru sayılmayan bir davranışta bulunmaktan çekinmeyenler için söylenir
* Orta yükseklikte ve az sivri ökçe
* Yumurtanın ortasında bulunan sarı bölüm.
* Bu bölümün rengi
* Uydurup söylemek veya söylenmemesi gereken şeyi açığa vurmak
* Yumurtanın kabuğuyla akını birbirinden ayıran ince zar
* Yumurta toplayıp satan kimse
* Canlılarda dişinin, döllenip oğulcuk durumuna gelmek için çıkardığı üreme hücresi
* Yumurta alıp satma işi
* bilgiçlik taslayan toy kimse
* Canlılarda dişi üreme hücrelerini veren organ, mebiz.
* Yumurtayı içine dik olarak koymaya yarayan, fincana benzeyen kap
* bahane bulmakta usta olmak
* (kuluçka) üstüne oturduğu yumurtayı çevirmek
* Yumurtlamak işi
* Bazı hayvanların yumurtlamaya yatma veya yumurtlama zamanı, mevsimi
* Tavuk, kuş vb
* Yumurtlatmak işi