Büyük Türkçe Sözlük
* Yüzeyleşmek işi
* Sathîleşmek, derine inmemek, derinleşmemek
* Yüzey ile ilgili, sathî.
* Derine inmeyen, gelişigüzel, ayrıntılı olmayan
* Balıklarda ve yüzen memelilerde karın ve göğüste çift, sırt, kuyruk ve anüste tek olarak bulunan, hareketi ve dengeyi sağlayan organ.
* Suda iyi...
* Omurgalı hayvanlardan memeliler sınıfına giren, morslar ve foklar gibi denizde yaşayan, karada yüzgeçlerini ayak gibi kullanan alt takım
* Yüzlemek işi
* Birinin yüzüne karşı, vicahen.
* Yüz yüze yapılan, vicahî
* Kusurunu veya suçunu yüzüne karşı söyleyip birini utandırmak
* Yüzlenmek işi
* Şımarmak, yüz bulmak
* Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru üçüncü rakamının bulunduğu yer, hane
* Pek çok, yüz kere
* Yüzleşmek işi
* Yüz yüze gelerek
* Bir olayı ileri sürenle, inkâr eden kimseler, yüz yüze gelerek sözlerini tekrarlamak.
* Yüz yüze gelmek
* Yüzleştirmek işi
* İki yanın yüzleşmesini sağlamak
* Yüzü herhangi bir nitelikte olan.
* Şımartılmış, yüz bulmuş (kimse)
* Utanmadan, sıkılmadan, hiç çekinmeden
* Yüz lira değerinde olan kâğıt para.
* On kuralına göre yazılmış bir tam sayıda sağdan sola doğru üçüncü basamak.
* Yüzü, yüz tanesi bir arada olan