Büyük Türkçe Sözlük
* Altı kardeş takım yıldızı.
* Sancı, ateş ve öksürükle beliren, tehlikeli bir akciğer iltihabı, batar.
* Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz.
* Gücü bir şeye yetmeyen, âciz.
* Zavallı olma durumu.
* Köşe.
* Küçük tekke.
* Anlayış, görüş.
* Açı.
* Bkz. açısal.
* Bkz. avurt zavurt etmek.
* Yitmiş, kaybolmuş olan, yitik, kayıp.
* Yok olmuş, elden çıkmış, mahvolmuş.
* İşe yaramayan, yararsız, boş.
* Kaybolma, yitme, zarar, ziyan.
* yitirmek, kaybetmek.
* yitmek, kaybolmak.
* Yitikler, kayıplar.
* kayba uğratmak, zarar ziyan vermek.
* kayba uğramak, zarar ziyan görmek.
* Yıldızların, belli bir zamandaki yerlerini, durumlarını gösteren çizelge.
* bir inanışa göre, yıldızlara bakarak birinin gelecekteki talihini anlamak.
* (insan, hayvan için) Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık.
* Görevini yapacak yeterli gücü olmayan.
* Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan.
*...
* zayıflamak.
* güçsüzleşmek.
* güçsüz duruma getirmek.
* Çok zayıf.zayıf sesli.
* Sesi pek duyulmayan.
* güçsüz, eksik ve yanlış bir tutum ve davranışı yüzünden zor durumda bırakmak.