Büyük Türkçe Sözlük
* Tehlikeli, endişe veren (durum).
* Eleştiri.
* Eleştirmen.
* eleştirmek.
* Eleştiricilik.
* Tuzlu eriyiklerin donma yasalarını inceleyen fizik kolu.
* Bunalım, buhran.
* Bir toplumun, bir kuruluşun veya bir kimsenin yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran.
* bir organda birdenbire fizyolojik değişiklik olmak.
* bunalım içinde bulunmak.
* Aniden ortaya çıkan bir afeti geçiştirmek için yetkililerden ve uzmanlardan oluşturulan kurul.
* Zorda kalan işletmeye belirli bir sürede yardım ederek sorunu çözen tecrübeli kimse.
* İşletmelerde hatalı üretim, ham madde, kalite düşüklüğü, pazarlama vb. sebeplerle ortaya çıkan sorunlu dönemde işbaşına getirilen yöneticilerin...
* Kelebek olmadan önce bir böceğin, koza veya kozasız olarak geçirdiği başkalaşma durumu.
* Kasımpatı.
* Zebercet.
* Bir konu veya nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı.
* İşlenmiş timsah derisi.
* Bu deriden yapılmış olan.
* Atom numarası 24, atom ağırlığı 52,01 olan, ısıya dayanıklı, 15140 C de eriyen, 6,92 yoğunluğunda, havada oksitlenmeyen bir element. Kısaltması...
* Metal yüzeyleri kromla kaplama işlemi.
* Bu işlemle kaplanmış yer.
* Renklerle ilgili, renkser.
* Kromozomlarla ilgili.
* Yarım tonlardan oluşan (ses dizisi).
* Karyokinez sırasında kromatin maddesinin iplik biçimindeki durumu.
* Hücre çekirdeğinde küçük tanecikler, düzensiz kitleler veya ağbiçiminde bulunan, soya çekim olaylarını sağlayan, bazı boyalarla hemen...
* Bir kromozomun uzunlamasına iki yarısından her biri.