Büyük Türkçe Sözlük
* Beğenme ve algılama yeteneği tam olan.
* Zevklenmek durumu.
* Zevk duymak, hoşlanmak.
* Bir kimse ile alay etmek, eğlenmek.
* Beğenilen, hoşa giden.
* Beğenisi olan (kimse).
* hoşlanmak.
* Beğenilmeyen, hoşa gitmeyen.
* Beğenisi olmayan (kimse).
* Zevksiz olma durumu.
* çok sevinip keyiflenmek, aşırı zevk duymak.
* Eğlenme, eğlence.
* Tatsız ve çok konuşan, geveze.
* Zevzeğe yakışır (biçimde), zevzek gibi.
* Zevzeklenmek işi veya durumu.
* Zevzeklik etmek.
* Zevzek olma durumu.
* Zevzekçe konuşmak.
* zevzekçe konuşmak.
* Özellikle Batı Anadolu efelerine verilen ad.
* Bu kimselere özgü yerel oyun ve bu oyunun müziği.
* Ege yöresine özgü bir müzik veya oyun türü.
* Kısa ve net konuşma.
* Ek.
* Bir yazıya ek olarak katılan parça.
* Bir eseri tamamlamak için sonradan yazılan ek eser.
* Anlayışlı, uyanık, zeki.
* Keten tohumu.
* Anlayışlı, uyanık olma durumu, zekâ.