Büyük Türkçe Sözlük
* bir kimseyi yanıltmak, yanlış yola sürüklemek.
* baştan çıkarmak.
* gerektiği gibi düşünmemek.
* bir şeyi anlamaya, kavramaya çalışmak.
* bir şey sıksık hatırlanıp insanı düşündürmek.
* çıldırmak, delirmek.
* kendine gelmek, sağlıklı düşünmeye başlamak.
* Anlıkçılık, entelektüalizm.
* Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüşve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme yolu, düşünüş biçimi.
* Anma, söyleme, sözünü etme.
* (bir tarikata bağlı olanlar için) Tanrı'nın adını art arda söyleme işi.
* Değerli, kıymetli.
* Zehir, ağı.
* İçki ve sigaranın kötü ve zararlı etkisini belirtmek için kullanılır.
* Zıkkımlanmak işi veya durumu.
* (hakaret olarak) Yiyip içmek.
* Zikredilmek işi veya durumu.
* Adıanılmak.
* Zikretmek işi veya durumu.
* Adını söylemek, sözünü söylemek, anmak.
* anılmak, adı geçmek.
* Zikrolunmak işi veya durumu.
* Adı geçmek, söylenmek.