Büyük Türkçe Sözlük
* Balkımak işi.
* Parlamak, parıldamak.
* Şimşek çakmak.
* Su halkalanmak, dalgalanmak.
* Kesik kesik ağrımak, sancımak.
* Parıltı.
* Şimşek.
* Bir yapının genellikle üst katlarında dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü.
* Tiyatro ve sinema gibi büyük...
* Balkona benzer.
* Açık sarı renk.
* Ballandırarak.
* Ballandırmak işi.
* İmrendirecek biçimde övmek.
* Ballanmak işi.
* Bal bulaşmak, bal sürülmek.
* Tatlılaşmak, tatlanmak, olgunlaşmak.
* İçinde bal bulunan.
* Çok lezzetli.
* çok iyi anlaşmak.
* Bal ile yapılmış veya içine bal konmuş pasta.
* Ballıbabagillerden, beyaz çiçekli ve çok yıllık otsu bir bitki (Lamiumalbum).
* Nane, lâvanta çiçeği, kekik gibi kokulu bitkileri içine alan ve iki çenekli bitişik taç yapraklılardan oluşan bir familya.
* İncir.
* Bal konulan kap.
* Bağlarda görülen külleme hastalığı.
* Ballıbaba.
* Ballık hastalığı olan.